Kitapçıları gezerken ilginç bir kitaba denk geldim. ‘Mesneviden Cevaplar’ isminde. İçinden bir dilek tutuyorsun, kitaptan gönlünce bir sayfa açıyorsun ve sana o konu hakkında bir cevap veriyor.
Yine aynı kitapçı da kırmızı mum gördüm. İki çift mum. Sade kokusuz. Kitapçıda başka kitaplara takılırken hem mesneviden cevaplara hem de kırmızı mumlara aklım takıldı.
Sonra ne yapacağımı nerede kullanacağımı bilmeden mumları aldım. Kitapçıdan çıkıp 10-15 adım attıktan sonra geri dönüp Mesneviden Cevaplar kitabını da aldım. Kitabı alırken dostlarla sohbet etme niyetim vardı ama mumları neden aldığımı bilmiyordum.
Nitekim kitabı çoğu arkadaşlarımızla, kendi kendime ve eş dost ahbapla denedik. Kimi zaman “Hımmm bu güzelmiş” dedik. Kimi zaman “Yok ben bunu beğenmedim bir daha açalım” dedik.
Bende bir alışkanlık peyda oldu. Günde belki bir kaç defa kitaba aynı soruyu sorup açtım. Kimi zaman dedim ki yol yok. Kimi zaman dedim ki umut var. Kimi zaman da çok derin düşüncelere daldıran cevaplar aldım.
Aradan epey bir zaman geçti. Evde canı sıkılmış sağ solu kurcalarken bu kırmızı mumları buldum. Paketleri hiç açılmamış. Bütün güzellikleri ile duruyorlar. Tozlanmamışlar bile.
Yine sordum kendime bu mumları ben ne yapacağım ki?
Ve dedim ki: bunlardan birini yakayım. Bütün ışıkları da kapatıp Mesnevi’ye tek bir soru sorayım. Belki kırmızı mumun ışığında aldığım cevap bana fener olur.
Soru kendimde kalsın. Ama cevabı sizle paylaşacağım.
Soruma aldığım cevap:
“Hileye Karışma”
Oldu…
Bu cevabı ben şöyle yorumladım:
Hilecilerden uzak dur!