Esma ARSLAN avatarı
Esma ARSLAN
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Yaşam
  4. İnsanlar Ne Ara Bu Kadar Kötü Oldular?

İnsanlar Ne Ara Bu Kadar Kötü Oldular?

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Memleketten hemen her gün gelen cinayet, vahşice katletme, envayi türden öldürüp yok etme haberleriyle güne başlar olduk. İnsan uyanırken kendi kendisine acaba bugün hangi cinayetlere, vahşice yok etmelere tanık olacağız diye sormak olağanlaştı. Bu kadar mı ucuz ve önemsizleşti insan hayatı, ben mi gerilerde kaldım bazen anlayamıyorum.

Kabaca baktığımızda bile toplumun hemen her kesimine yayılmış vaziyette acımasızca işlenen cinayetler, her türlü merhametten yoksun saldırılar, vahşice katletmeler, insan öldürmeler, ocak söndürmeler gün geçtikçe sıradanlaşıyor. İnsanlar alışıyor hem de korkutucu boyutlarda. Sıradan gazete veya internet haberleri gibi, sabah veya akşam haberlerinde soframızın veya soframızın değişmez ortakları, yaygaracıları, felaket tellalları. İnsanın çelikten sinirleri olması lazım tepkisiz kalabilmek için.

Böylesi barbarca eylemlerde bulunanların o denli rahatça hareket edebiliyor olmaları dikkat çekiyor. Sanki hiçbir şey olmamış gibi neredeyse kameralara poz veriyorlar. Korkup çekindikleri ne bir yasa ne caydıracak birileri ne de vazgeçirtecek bir güç odağı maalesef söz konusu değil. Neyine güveniyorlar, bu pervasızlıkları nereden geliyor sormadan edemiyorum.

Sadece hısımlarını, rakiplerini, düşmanlarını, şüphelenip yan baktıklarını öldürenlerde karşılaşmıyoruz bu lakayt tavırlarla. Aynı zamanda kadın, çocuk, hayvan cinayet ve katliamlarında da durum farklı değil. Özellikle kadın cinayetleri dur durak bilmiyor. Son aylarda neredeyse günde birkaç kadın düpedüz katlediliyor. Katletmenin mazereti mi olur? Anlamak imkânsız. İnsan sevdiğine nasıl kıyar, boşanmış, ayrılmış, dedikoduymuş fark etmiyor. Adı ve mazereti namus cinayeti. Ben bunlara namussuzluk cinayetleri demeyi daha uygun buluyorum.

Çocuk katliamlarındaki vicdansızlık, gerçekleştirilen vahşet dehşet veriyor. Bunu salt siyasi ve ideolojik nedenlerle açıklamak yetersiz kalacaktır. Bağlı bir atı öldüresiye dövmek ne öfke patlamasıyla açıklanabilir ne de insanın içinde birikmiş kin ve nefretle. Nasıl kıyar insan çocuğa, masum yavrulara, hangi dinde, siyasi görüşte, imanda, itikatta var böyle bir şey?

Toparlayacak olursam tüm bu karşılaştığımız barbarca yok etmelerin, hayat sonlandırmaların açıklaması resmen gırtlağına kadar kötülüğe bulaşmış olmaktan başka nasıl açıklanabilir? Bazıları hemen yanıt verecek biliyorum. Eskiden de böyleydi, şimdi internet var, kameralar her yerde, diye. Ama eskiden yine de bir toplum, din, yasa, aile, konu komşu korkusu vardır. Bu denli pervasızca öldürmelere bu yaşıma geldim bu kadar şahit olduğum bir dönemi hatırlayamıyorum.

Belli bir yere kadar doğru ve haklı olabilir bazı açıklamalar. Yani insanın doğasında var tahripkarlık, yok etmek, kan akıtmak, öldürmek. Ama nedense hep unutuluyor. Doğamızda aynı zamanda sevgi de var, şefkat, merhamet, acıma duyguları, yaraları sarma, vicdanlı yaklaşma, adil davranma ve benzeri gibi. İnsan nice uygarlıklar yakıp yok ettiği kadar nicelerini de yeniden kurmayı becerebilmiş yetenekte zeki ve akıllı bir varlık. Aklımız iyi ve güzele çalışırsa ortaya serpilenlerle, kötü ve karanlığa çalıştığında ortaya saçılanlar arasında dağlar kadar fark var.

Her şeyden önce insan öldüren biri, hayat söndüren biri nasıl olur da iyi halden yararlanabilir anlasak dahi kabul etmek zor. Böyle bir şahıs nasıl serbest bırakılır, ön kapıdan göstere göstere alınıp arka kapıdan düpedüz serbest bırakılabilir, aramızda sanki cinayeti o işlememiş, hiçbir şey olmamış gibi rahatça dolaşabilir, elini kollunu sallaya sallaya poz verebilir, sosyal medyada pişmiş kelle gibi sırıtabilir? Doğal olarak insanlar sormaz mı hani hak, hukuk, adalet nerede diye?

Uygarlık ilerliyor. Kısasa kısas devri eskilerde kaldı biliyorum. Ama bunun yerine konan, adaletin yerini bulacağı yasaların olmadığı, olanların da işletilmediği, devreye sokulmadığı evrelerin birisinde yaşıyoruz resmen. Ülke buradan kovboy filmlerindeki gibi gözüküyor. Gücü yeten yetene, silahı olan olmayanı her an her yerde, herhangi bir sebepten dolayı rahatlıkla katledebilir. “Korkacak, çekinecek bir şey yok. Adeta yasalar kimsenin umurunda değil. Tanıdık oldukça, sırtını dayayacağın birileri veya bir yerler var oldukça öldürmeye devam edebilirsin” deniliyor.

Akıl ve sağduyunun, ayıp, adap ve edebin, vicdan ve merhametin büyüteçle arandığı karanlık günlerden geçiyoruz. Kötülükler her geçen gün çevremizi, yakınımızdakileri, günümüzü kirlettikçe kirletiyor. Aklıma sanata, edebiyata sıkı sıkı sarılmaktan başka bir çözüm yolu gelmiyor.

İnsanlar Ne Ara Bu Kadar Kötü Oldular?
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bizi Takip Edin